doğum günleri haftasını kutladık

ilk olarak: cuma gecesi bay talentonunun doğum günü partisi vardı; bay emiri ve ömeri de gayrettepeden aldım da gittim. bay semih de ordaydı, özlemişim. semih ki 4 hayatımın en güzel ve garip senesinde aynı evdeydi benimle, çok kavga ettik, kalbini de çok kırdım galiba, ama her zaman çok sevdim onu, ilk bir kafede babamın zoruyla onunla buluşmamdan itibaren. neyse, hafiften güzel gibi ama biraz da sıkıcı gibi bir doğumgünü partisiydi işte; önce chicken last stop, ardından iskele üstü multi kazık deniz atı. kadın kısmına mekan ayarlatırsan böyle olur demek istemiyorum, ama öyle gibi biraz da. sırf iskele üstü ve haydarpaşa garını görüyor diye oturduğumuz yerde fiyatlara çok güldük(acı acı). ben bir boş kadeh ve kesme şeker aldım, bay davut ufak çay içti, emir diğerlerinin aldığı şaraba yancı oldu. ama kimse gece sonunda o balık ekmeği yememi engelleyemedi. bay talentoya, yani çok sevdiğim değerli kardeşime selam olsun, doğum günü de kutlu olsun

peki bitti mi? bitmedi tabi ki, komutan bay emrenin çamlıcadaki doğum günü partisine davetliydik ertesi gün. 10a doğru gittik, talento, bay emir, kız arkadaşı günsel ve ben. 80 kişi hesabı yapılmıştı ama ben en fazla 40 kişi falan görmüşümdür. kim kime dum duma havasında geçen ve "çok insanız neden gruplara ayrılmıyoruz?" düşüncesiyle kümelenmiş insanların olduğu bu nezih ortamda aklımda kalanlar; her yere koşan gizem, bay onurhanla ve bal muhabbetiyle geçen bütün bir gece, klasik emir ve günsel kavgası, uzun zamandır görmediğim güzel insanları (erkan, tarık, yavuz)görmem, baharın kısırı, tabaklarca kanepe, kasalarca bira, falan fişmekan. yorgunu, ter içindeyim, eve dönene kadar minübüste canımdan can gitti resmen. öpüyorum gözlerinden emrecim

3 yorum:

Adsız dedi ki...

ben 50 kişi saydım doğumgünümde!!!!

Adsız dedi ki...

^^^^^^
emre karacaoglu

Adsız dedi ki...

çayda bayattı zaten.