"geceleri benim için dua etmelisiniz..."


"...saadetin ıstırap çekmek olduğunu ben keşfettim
çarmıhta bir isa gibi ben ıstırap çektim
bir sulfat acılığı sinerse eğer küstahça kafiyeli
anla ki ölümle hayat arasında zaman gibi mesudum

kendimi öldürecek haldeyim, seni öldürecek saadetimden
donna-maria! bir kahvede isyan halinde bulunduğum
çekik gözleriyle ermenice küfürler yazıp çizen çocuk
sen! bordeaux' ya yorgun bir flamingo gibi yolladığım

geceleri benim için dua etmelisiniz..."


yukarıdaki mısralar attila ilhan' ın en sevdiğim şiiri olan "kaptan" ' dan. 1954' de, "sisler bulvarı" 'nın ilk basımında ancak bir araya gelebilen ve 5 bölümden oluşan "kaptan", ikinci yeni akımına da ilham kaynağı olan şiirlerdendir. türk şiirinde denenmemiş bir olaydır, güçlüdür, vurucudur. neyse, fazla yoruma girmek üzereyim yine, çekileyim hemen. benim anlatacağım başkaydı zaten.

sanırım bundan 3 yaz önce, tüyap fuarındaydı attila ilhan, yani çocukluğumun, ilk gençliğimin kahramanı, durur muyum koşa koşa gittim. yanımda da o zaman çok hoşlandığım bir kız vardı, mutluluktan geberiyordum bu ikisini toplayınca. attila ilhan'ı yalnızca uzaktan görebildim, kitap imzalatmak için sıraya girmişti herkes, daha sakin bir anında yanına giderim diye düşündüm. oysa ki korkuyordum çok, karşısında ne diyeceğimi bilemediğimden gitmedim yanına. attila ilhan o günden 2-3 gün sonra vefat etti. hoşlandığım kız ise 1 hafta sonra bir başkasının varlığından haberdar etti beni. nerden bakarsanız bakın 2 büyük mutluluğun 2 büyük yenilgiye dönüşmesi işte.

sisler buvarı' nın kapağını açtığımda aklıma geldi bunlar. blog denen şey biraz da kimseye anlatmaya fırsat bulamadığın artık önemsiz anların yazıya dökülmesiymiş kolayca, yeni yeni farkediyorum. ilginç

0 yorum: